30 Mayıs 2016 Pazartesi

Bobbi Brown SPF35 BB Krem



Uzunca bir aradan sonra 

Çok koşturmacalı bir süreç dolayısıyla uzak kaldığım dostlarıma kocaman bir merhaba :)


Bugün sizlere Bobbi Brown bb kremi anlatmak istiyorum. 

Bobbi Brown SPF35 BB krem

Ürünü alalı ve deneyimleyeli uzun bir süre oldu. Çok memnun kaldığım için de dönüş postumu bu ürünle yapmak istedim; öyle ki hemen stokladım bu kremi. Ben yanımda taşıyabilmek adına küçük boyları tercih ediyorum. Siz de denemek için minik boyunu sipariş edebilirsiniz; online alacaksanız tüm siparişlerde kargo ücretsiz.

Bobbi Brown bb krem seyahat/çanta boyu (fotoğraf www.bobbibrown.com.tr 'den alıntıdır)

Ürün klasik ve sade Bobbi Brown paketlemesine sahip; siyah plastik bir tüp ve üzerinde iddiasız beyaz yazılar… Bendeki rengi fair en açıktan bir tık koyu. Renk skalası gerçekten geniş; ufak tefek farklar ise bb krem olduğu ve bir süre sonra cildinizle bütünleştiği için çok sıkıntı yaratmıyor.

Bobbi brown bb krem renk skalası (fotoğraf www.bobbibrown.com.tr 'den alıntıdır)

Sizin için bol bol foto da ekliyorum ama etkilerini anlatmam gerekiyor mutlaka. 

Öncelikle,

  • SPF 35 içeriyor; ofis çalışanları için oldukça yeterli bir koruma faktörü olduğunu düşünmekteyim. Altına ekstra bir güneş kremi sürmüyorum ama tabi bu beyaz tenime bununla güneşlenmeyi de düşünmüyorum :) günlük kullanım için (+) puanla geçiyor bu kriterden.


  • Cildi canlı ve aydınlık gösteriyor. Cildim kuru karma ama sıcak havalarda parlama oranı iyice artıyor. Ürün kendinden aydınlık bir bitiş veriyor. Ama bahsettiğim bu aydınlık bitiş birçok üründeki gibi ıslak bir bitiş değil. T bölgesinde göz ardı edebileceğim ufak bir parlama oluyor. Kesinlikle rahatsız etmiyor; kullandığım günden beri hiç pudra sürme ihtiyacı hissetmedim. Verdiği aydınlık etki cildimin daha taze ve canlı görünmesini sağlıyor. Tam bir no make-up makeup :) Günlük hayatta cildimin canlı gözüktüğü, duru ve sade bir makyajı tercih ediyorum. Fondotenlere kendimi asla teslim etmiyorum. Bu ürün bu istediğim etkiyi kesinlikle sağlıyor.


Ürünü dağıtmadan önce yapay ortam ışığında ve doğal güneş ışığında görünüşü
  • Ben ellerimle sürmeyi tercih ediyorum çünkü bu bir bb krem yani bir bakım kremi ve elimle sürmem kadar doğal bir şey olamaz. Nitekim fırça ile denemelerimdense elimle sürdüğümde daha tatmin edici bir sonuç aldım. Kapatıcılığı da el ile sürüldüğünde daha başarılı diye düşünüyorum. Kapatıcılığa değinmişken, ciltteki kızarıklıkları çok güzel nötrlüyor ve cilde o fotoğraf filtrelerindeki flu efektini veriyor. Sanırım kapatıcılığını orta olarak değerlendirebiliriz. Günlük kullanım için çok yeterli olduğunu düşünüyorum ancak sivilce ya da kapatılması gereken bir iz varsa concealer ile üzerinden geçtiğimde çok çok başarılı ve pürüzsüz bir cilt elde etmiş oluyorum. Ayrıca makyaj bazı olarak kullanıp fondöten altına uyguladığımda da çok iyi sonuç verdi.


Aşağıdaki fotoğrafta soldaki fotoda kolumda hiçbir ürün yokken; sağdaki fotoda ise bobbi brown bb krem uygulanmış halini görebilirsiniz. Bir "ben"i kapatacak kadar kapatıcı değil ancak aydınlık etkisi görünüyor sanırım.
Bobbi Brown bb krem uyguladıktan sonra
Aşağıdaki fotoğrafta ise koluma uyguladığım Bobbi Brown bb kremin yapay ortam ışığında ve doğal ışıkta ürünün nasıl gözüktüğünü görebilirsiniz. 

Bobbi Brown bb kremin farklı ışıklardaki görüntüsü



  • Ürün birikme yapmıyor, cildi güzel nemlendirdiği için de ufak tefek kuruluk problemlerini ortadan kaldırıyor. Ürün yağsız ama çok likit bir formu yok birçok likit ürüne göre daha yoğun.


Bütün bunların dışında merak edenler için sitedeki açıklamasına gelecek olursak,

“Bu hepsi bir arada formül içeriğindeki Sodyum Hiyalüronat ve diğer besleyicilerle cilde nem aşılar, uzun süreli aydınlatır. Işığı yansıtan inciler donuk görünen cildi anında aydınlatır ve gözeneklerin görünümünü azaltır, bitkisel özler ve kafein renk eşitsizliğini giderir ve kırmızılıkları önler. Argireline®, kolajen üretimini hızlandıran peptit, düzenli kullanımda ince çizgilerin görünümünü azaltır. Son olarak UVA/UVB ışınlarının zararlı etkisinden korur.”


Benim çok memnun kaldığım, günlük makyaj rutinimde yerini sağlamlaştıran ve kendini stoklattıran bir ürün oldu. Fiyatı biraz yüksek olsa da alerjik cildimde herhangi bir sorun yaratmaması, sivilce/yağlanma yapamaması, SPF35 içermesi ve istediğim canlı/duru efekti vermesi sebebiyle hak ettiğini düşünüyorum.


Yazılarımı okuyan, yorum yapan, beğenen herkese teşekkürler ve 




sonsuz sevgiler...






Devamını Oku »

25 Mart 2016 Cuma

Vernel Max - Taze Gül deneyimi



VERNEL MAX 



Öncelikle uzun bir aradan sonra herkese merhabalar,

Ülkemizin içinde bulunduğu durumlar, her gün gelen acı haberler, açığa çıkan akıl almaz olaylar sebebiyle paylaşım yapmak hiç içimden gelmiyordu malesef. Ancak Vernel Max projesiyle ilgili görüşlerimi bildirmezsem, haksızlık olacağını düşündüm ve işte izlenimlerim...


Herkesin rahatça deneyebilmesi için
TRND'nin göndermiş olduğu cömert paket

TRND'nin son projesi olan Vernel Max ile ilgili görüşlerimi en içten şekilde sizinle paylaşmak istiyorum.

TRND tarafından gönderilen paket çok güzel düşünülmüş ve oldukça cömertti. Gelen ürünlerden hemen hemen hepsini arkadaşlarımla, tanıdıklarımla, tanımadıklarımla paylaştım. Ürünün elimden geldiğince çok kişi tarafından denenmesini istedim. Genel olarak herkesin memnun kaldığını düşünüyorum. Benim görüşlerime gelirsek, ilk önceliğim koku! Harika bir kokusu var, dedikleri gibi tam bir taze gül... Buram buram bahar kokuyor. Kokusu güzel fakat birkaç saat içinde kaybolacaksa çok anlamsız benim için. Bu noktada da Vernel'in yeni ferahlık incileri adını verdikleri formülü devreye giriyor. Çamaşırlarınız gerçekten çok uzun bir süre bu kokuya sahip oluyor. Öyle ki uzun saatler sonra bile bu ürünle yıkanmış çamaşırları giyen arkadaşıma sarıldığımda kokuyu buram buram aldım. Yalnız ürünün tanıtımında yer alan 8 hafta kalıcı koku hadisesi konusunda emin değilim. O kadar uzun zaman bekletme fırsatım olmadı çamaşırlarımı ama birkaç hafta sonra da ilk günkü yoğunluğuna oranla azalmış olsa da kokusunu almak mümkündü. Ütüleme kolaylığına gelirsek,annemin düşüncesini etkilememek için herhangi bir açıklama yapmadım ve denemesini istedim. Ama malesef ütülüme konusunda olumlu ya da olumsuz bir geri bildirim gelmedi. Sanıyorum herhangi bir değişiklik gözlemlemedi.

Proje kitapçığından bir test (Ferahlık incilerini testi): Vernel Max ile yıkadığın ve kuruttuğun bir havluyu alıp kokla. Sonrasında havluyu iki yanından tutup birbirine sürt ve tekrar kokla. Bu sefer havlundan daha yoğun bir koku alacaksın çünkü sürtünmeyle birlikte ferahlık incilerini aktive ettin. Bu testi uzun süre dolabında beklemiş diğer çamaşırlarınla da yapabilirsin.

Ürün çok bereketli, konsantre olduğu için çok az bir miktar ürün yeterli oluyor. Aşağıdaki resmi ürünün proje kitapçığından aldım, buradan sizler de ne kadar kullanmanız gerektiğine bakabilirsiniz. Ürünün fiyatı ise gerçekten ekonomik. Firmanın verdiği bilgilere göre 720 ml'si 5,90 TL. 


Çamaşır miktarlarına göre önerilen Vernel Max konsantre dozları

Proje kitapçığında yer alan en sevdiğim bölümlerden biri, "koku hakkında bilmediklerimiz" bölümüydü. Bu kısmı da sizlerle paylaşmak istiyorum.

1. Koku alma hücrelerimiz her 28 günde bir kendilerini tamamen yeniler. Yani her ay kelimenin tam anlamıyla yeni bir burnumuz oluyor.

2. Koku alma duyusu zamanla sıkılır. Tam da bu yüzden bir fırına girdiğimizde burnumuza gelen mis gibi ekmek kokusunu bir kaç dakika sonra artık hiç almayız.

3. Kadınların koku alma duyusu erkeklere göre daha güçlüdür.

4. İnsanlarda yaklaşık 5-6 milyon koku reseptörü vardır. Kulağa çok geliyor değil mi? Tavşanlarda 100, köpeklerde 220 milyon koku reseptörü olduğunu duyunca aslında çok da olmadığını anlıyoruz.

5. Aynı parfümlerin başka insanlarda farklı farklı koktuğunu hiç farkettin mi? Parfüm uzmanları bunun vücüt kimyamızın bazı kokuları öne çıkarmasından kaynaklandığını söylüyor. Yani hangi parfümü kullanırsan kullan, senin kokun her zaman sana özel olacaktır.



Vernel Max


Kısacası, benim çok memnun kaldığım bir ürün oldu sizin de ürünü denemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. 

Çocukluğumdan kalma şarkısıyla yazımı sonlandırıyorum...

 Vernelleyin yumuşacık olsun, Vernelleyin mis gibi koksun!

:)

Herkese sevgiler...





Devamını Oku »

18 Ocak 2016 Pazartesi

John Frieda Full Repair Perfect Ends Sheer Mist - Ağırlık Yapmayan Onarıcı Sprey



Herkese merhabalar,

Uzun bir süredir deneyimlediğim bir ürün olan John Frieda Full Repair serisinden ağırlık yapmayan onarıcı spreyden bahsetmek istiyorum. İçerisinde Inca Inchi yağı içerdiği ve Amazon ormanlarında yetişien bu bitkinin Omega-3 açısından zengin olduğu yazıyor. Boyutu 75 mL, sprey şeklinde olması pratiklik açısından güzel. Yalnız çok sıvı halde olduğu için elinize sıkmaktansa saçınıza direkt sıkmak daha kolay. Ürün vaadi aslında yıpranmış ve kırılmış saç tellerine etkili bir şekilde nüfus ederek onaracağı yönünde ama ben su şeklinde olacağını tahmin etmemiştim; saç bakım serumu aldığımı düşünmüştüm. Bu yüzden de yanlış aldığımı kabul ediyorum : ) Adında “onarıcı” kelimesi geçtiği ve vaadi de onarmak olduğu için doğal olarak saçlarımı onarmasını bekledim. 

John Frieada Full Repair serisi - ağırlık yapmayan onarıcı sprey

Peki bu süreci nasıl geçirdim ?

Öncelikle saçlarımı kestirdim, tüm kırıklarımdan kurtuldum ve yeni bir seruma başlamak için tam zamanı dedim. Çok objektif bir şekilde yorumlama şansı verecekti bu bana. Ürünün işlevi kırıkları onarma ya da kırıkların oluşumunu engelleme, ikisinden hangisi olursa olsun farketmeksizin bir işe yaramıyor. Doğru olan tek şey ağırlık yapmaması. Ayrıca saçlarınızı tararken pek de kolaylık sağladığını söyleyemem çünkü su kıvamındaki yapısı saça bu etkiyi vermekten çok uzak. Saçlarımı kuruttuktan sonra biraz volüme verdiğini ve yumuşattığını söyleyebilirim ama yaklaşık 4 5 aydır kullanan biri olarak saçlarımın haline gelin bir bakalım:

  • Yeni kırıklar oluştu, her zamankinden daha fazla kırık oluştu (bunu düzenli olarak kullandığım serumları bırakıp yalnızca bu ürünü kullanmama bağlıyorum. Saçlarımı destekleyecek bir ürün olmadığı için çıtır çıtır kırıldılar).
  • Yeni kırıklar oluştuktan sonra zaten benim herhangi bir ürünün bunları onaracağına inancım yok. Nitekim bu ürünün de onarıcı herhangi bir etkisi olmadı kırıklar üzerinde.
  • Isıdan koruma olarak sadece saç kurutma makinesinin ısısında test edebilirdim. Isıdan korusaydı saçlarım yıpranmazdı.

Kısaca saçlarımı güçlendirmek şöyle dursun, normal bakımlarımı kesip bu ürünü denediğim için zayıflattı.


Son olarak şunu eklemeliyim ki ayda toplasan bir ya da iki kere saçımı ısı ile şekillendiririm (düzleştirici ya da maşa). Bu kadar ısıyla iç içe olmayan, boyasız, işlem görmemiş bir saça olumlu tek bir etkisi bile yok. Bu fiyata, yaklaşık 20-25 TL arasında fiyatı, çok daha başarılı ürünler olduğuna inanıyorum. 

Söyleyeceklerim bu kadar!


Ürünlerle ya da herhangi bir şey ile ilgili bir sorunuz olursa yorum bırakabilirsiniz. 



Blogumu ziyaret eden, yazılarımı okuyan, yorum bırakan herkese sonsuz teşekkürler…




Devamını Oku »

16 Ocak 2016 Cumartesi

Clinique Anti-Blemish Serisi (Sivilce Karşıtı Bakım Serisi)


Herkese merhabalar,

Özellikle seyahatlerde aklımda olan ürünlerin deneme boyu ya da seyahat tipi ürünleri götürüyorum yanımda. Clinique Anti-Blemish serisi de son seyahatlerimden birinde eşlik etmişti bana. 

Clinique Anti-Blesmish serisi (Deneme Boyu)

Gelelim yorumlara:

Öncelikle seri güzel şeyler vadediyor ama gerçekleştirmekten çok uzak. Setin içerisinden 30 ml temizleme jeli, 60 ml tonik ve 15 ml yüz kremi çıkıyor. Yüz kremi hepsinden daha önce bitiyor, bu olumsuz bir hava yarattı bende. 

Clinique Anti-Blemish serisi - set içerisinden çıkanlar

Clinique Anti-Blemish serisi - kutu arkası (setin içindekiler)

Seri olarak çıkıyorsa ürün, hepsini aynı anda kullanmak lazım. Ürünleri tek tek inceleyecek olursam:

Yüz yıkama jeli:

Yüz yıkama jellerini kullanmayı seviyorum. Her zaman dediğim gibi günde sadece bir kere kullanıyorum. Sevdiğim şey verdikleri o temiz ferah his, kirlerden arınmış ama yumuşak bir cilt dokusu. Bu jelde hiç öyle bir his yok. Elbette temizliyordur adına istinaden ama bıraktığı etki açısından değerlendirirsem yıkayıp yıkamamak arasında herhangi bir fark görmedim. Sivilcelere etkisi var mı peki diye soracak olursanız, hayır yok. Sıradan bir ürün.

Tonik:

Serinin en akılda kalıcı ürünü bu. Yüzünüzü ciddi bir şekilde yakıyor aslına bakarsanız ben bu durumu sevmedim ama aramızda bu yakma hissinin ürünün işe yaradığı plasebosuna takılanlar var biliyorum, ben de eskiden öyleydim… :) Ürün buram buram alkol kokuyor ki bu aslında benim cilt bakımında uzak durduğum bir madde. Benim kullanmayı bıraktığım nokta ne oldu diye sorarsanız şöyle açıklayayım. Valizimin içinde kapağı kapalı olmasına rağmen akma yapmış. Kendi üzerindeki yazıları eritecek kadar kuvvetli ne koymuş olabilirler içine? Kendine bunu yapıyorsa benim bebek cildime neler yapıyordur kim bilir dedim ve kullanmayı bıraktım. Kullandığım süre boyunca sadece minik minik beyaz noktalarımız var ya hani, işte onlarda biraz azalma oldu. Onun dışında hali hazırda olan sivilcelere bir etkisi olmadığı gibi sivilce oluşumuna da engel olmadı. Ürünün içi biraz değişik kısaca ondan da bahsedeyim. Şişeyi çalkalayarak kullanmanız gerekiyor çünkü altına beyaz bir katman çöküyor. Bu altta biriken katman, yağlı ciltlerin seveceği pudra işlevi gören bir tür madde. Ama parlamayı önlemeye ciddi bir etkisi yok.

Clinique Anti-Blemish Serisi tonik ve kendi kutusuna akması sonucu yazıyı eritmesi :)


Yüz Kremi:

Setin içerisindeki en işlevsiz ürün olabilir. Çok yağlı ciltler belki sever ama benim kuru karma cildimi çok güzel kuruttu, gerim gerim gerdi. Nemlendirmesi çok yetersiz. Sivilce karşıtı bakım serisi olduğunu biliyorum ama bunun için illa ki cildi kurutması gerekmiyor, nazik bir şekilde nemlendirebilir. Serideki diğer ürünlerden önce bitiyor, bu yönüyle de olumsuz.

Setin yanında bir de aynı serinin fondöten numunesi vardı; cildimle uyumlu bir renk gelmiş buna sevindim. Fondöten yapı olarak ince ve güzel. Kapatıcılığı da orta seviyede. Ama serinin adıyla zıtlaşırcasına parlamaya sebep oldu T-bölgesinde; pudra geçmeme rağmen.


Setin genel olarak kötü bir kokusu var. Bir süre sonra geçiyor ama ilk başta gerçekten çok rahatsız edici. Sivilceleri azaltmadı, arttırdı ve oluşumlarını engellemedi. Aslında önce sivilce çıkarmamıza neden olup sonra cildi bebek yapan ürünler var biliyorum. Öyle olmasını umut ederek pes etmeden kullanmama rağmen sonuç olumsuz. Unutmadan setin içerisinden bir de minik bir makyaj çantası çıkıyor; oldukça minik ama seyahatlerde yine aynı tip ürünleri götürmek için ideal :)

İçeriği oldukça kötü geldi bana; aşağıdaki fotodan bakabilirsiniz:

Clinique Anti-Blemish serisi - içerik


Bir puan vermem gerekse 10 üzerinden 2 ya da 3 vererek uğurlardım kendisini. 

Uğurlar olsun Clinique!





Ürünlerle ya da herhangi bir şey ile ilgili bir sorunuz olursa yorum bırakabilirsiniz. 



Blogumu ziyaret eden, yazılarımı okuyan, yorum bırakan herkese sonsuz teşekkürler…











Devamını Oku »

3 Aralık 2015 Perşembe

Rival de Loop - Pure Skin Serum

Herkese merhabalar,


Evet hayal kırıklığı yaratan bir üründen bahsedeceğim bugün. Hani bir furya aldı başını gitti, herkes ne kadar memnun olduğunu yazdı çizdi hatırladınız mı ? Yalnızca Rossmann’ın distribütörlüğünü yaptığı Rival de Loop'a ait Pure Skin 7 günlük serumdan bahsediyorum. Hassas ve alerjik bir cildim olduğu için yeni bir şey deneme konusunda tutucu davranıyorum ama bu ürün konusundaki olumlu tepkiler yüzünden merakıma yenik düştüm. Öncelikle ürünün vadettiklerine bakacak olursak,
  • Sorunlu cilt yapısını destekler
  • Cilt yapısı daha arınmış ve düz görünür
  • Gözeneklerin tıkanmasını engeller
  • Yeni aknelerin oluşumunu önler
  • Cilt yapısını güzelleştirir
  • Cildi nemlendirir ve rahatlatır
  • Günlük cilt bakımını destekler ve makyaj altı olarak da ideal bir üründür
  • Daha düz, ferah ve temiz bir cilt görünümü elde edilir
MUCİZE gibi değil mi ? Ne de güzel yazılmış...

Rival de Loop Pure Skin Yüz Serumu

Peki ben ne diyorum ?

Ürünün cilde olumlu herhangi bir özelliğini görmedim. Liste halinde bakacak olursak,

  • İlk sürdüğünüzde yapış yapış ve cildiniz asla emmeyecek sanıyorsunuz. Sonrasında güzelce emiyor merak etmeyin ama birkaç dakika bununla cebelleşmeniz gerekiyor.
  • Ürünün nem konusunda çok başarılı olduğunu söyleyemem. Ekstra yüz nemlendirici krem sürebilirdim üzerine ama etkilerini daha net görebilmek adına kullanmadım.
  • Yüzünüzdeki herhangi bir izi geçirme gibi bir etkisi yok.
  • Sivilcelere asla çözüm değil; hatta kullandığım süre içerisinde çok sayıda beyaz noktalar oluştu (ürüne lanet etme sebebim bu) ve birkaç tane de büyük ölçüde sivilce çıkardım. Yani ciltte birikme yaptığını düşünüyorum. Ki ürünün arkasında gözeneklerin tıkanmasını ve yeni aknelerin oluşumunu engellediği yazıyor. Bu ürünü kullanırken sıradışı başka hiçbir ürün kullanmadım ki etkileri konusunda kafamda en ufak soru işareti oluşmasın diye. Yani kısacası bu vaadi bende tam ters etki yarattı.
  • Ambalajı kesinlikle çok hayal kırıklığı yarattı. Bu şekilde kırmalı tüpleri zaten sevmiyorum; ne gerek var ? Çıplak elinizle kırsanız yaralanma vs. olabilir. Bunu bir kenara bırakırsam, ürünün tam o kırma yerindeki siyah boya nedir ? Buradan kırın diye işaretlemek için yapmış olabilirsiniz ama her kırdığınızda o boyalar seruma karışıyor. Tek tek peçeteyle onları yakalamakla uğraştım bir de. Aşağıdaki fotoğraftan bahsettiğim şeyi görebilirsiniz. Bunu da geçtim kırarken düzgün kıramazsanız bir de ufak tüp kırıkları karışıyor seruma. Bunu da geçtim kazara elinizden düşerse zaten tuz buz. 
Pure Skin serum ve ambalajının yarattığı sorunlar

  • Cildimde herhangi bir aydınlanma, renk eşitliği, pürüzsüzlük, canlılık vs. hiçbir şey hissetmedim. 
  • Bir de ürünün gramajı çok fazla; bu sizi yanıltmasın lütfen. Arkasından da okuyacağınız üzere dekolte ve göğüs bölgenize de sürmeniz için o kadar fazla. Yoksa tüm hepsini yüzünüze yedirmeniz imkansız ve gereksiz bir uğraş olur.
  • Ürünün içerisinde paraben ve silikon yok; aynı zamanda vegan. Sanırım olumlu söyleyebileceğim şeyler bunlar.
Pure Skin serum, içerik

Kısacası ben bu ürünü sevmedim ve zaman kaybı olarak görüyorum. 7 gün büyük bir titizlikle uygulayıp bir şey elde etmemek ve hatta beyaz noktalar ve sivilcelerle karşılaşmak hiç hoş bir deneyim değildi. Tabiki sizlerin cildinde daha farklı etkileri olabilir, umarım sizler memnun kalırsınız.




Ürünlerle ya da herhangi bir şey ile ilgili bir sorunuz olursa yorum bırakabilirsiniz. 


Blogumu ziyaret eden, yazılarımı okuyan, yorum bırakan herkese sonsuz teşekkürler…






Devamını Oku »

30 Kasım 2015 Pazartesi

The Balm - Nude Dude Far Paleti


Herkese merhabalar,

Pop art tarzı esprili kullanışlı ambalajlarıyla ve yüksek performanslarıyla tam bir The Balm aşığı olduğumu itiraf etmeliyim. Yakın çevrem ve instagramdan takip edenler de buna dikkat etmiştir :) eskiden makyajda en az kullandığım ürünler farlardı. Sadece göz kapağımdaki eşitsizlikleri nötrleyen ten rengi bir far ve özel zamanlar için kullandığım tekli farlarım vardı. Bu arada allıkları da far olarak kullanmaya bayılırım :) Bu far konusundaki meraksızlığımı The Balm Nude Dude’u alarak oldukça aştım. Kendisi tek tük küçük 4’lü farlarım hariç ilk far paletimdir (ve devamı geldi… :)). Tabiki ilk olarak ambalajı gönlümü çaldı. Çok çekici bir kadın figürü kullanılan kapağını açınca farlarla sansürlenmiş beyleri görüyoruz. The Balm’ın esprili, değişik, sıradan olmayan bu duruşunu seviyorum. Kapağın arkasında kocaman ve kaliteli bir aynası var. Yoklukta çok güzel iş görür. Mıknatıslı karton ambalajı her zamanki gibi çok sağlam, çantada açılmasının mümkün olduğunu düşünmüyorum. Bu kısmı geçtikten sonra içinde kullanışlı olabilecek natürel ve soft renkler görünce denemeye karar verdim. 



The Balm Nude Dude far paleti ( sansürlü beyler:) )

Toplamda 12 adet far içeriyor ve 9,6 gram olarak belirtilmiş gramajı. Far bitirmek bence oldukça zor, bu yüzden bu paletin uzunca bir süre yeterli olacağını düşünüyorum. Bu noktada hemen pigmentasyonlarına geçelim. Benden “orta” notunu alıyor far bazını kullanmadan sürünce. Kalıcılığı da aynı şekilde. Günlük makyajımda far bazı olmadan makyaj yapmıyorum çünkü göz kapaklarım nispeten yağlı; farlar çok çabuk uçuyor bulaşıyor ve çizgi çizgi oluyor. Far bazı kullanıyor olmamın bir etkisi de farların renklerini çok daha canlı ve yoğun olarak taşıyabiliyorum. The Balm’ın çok sevdiğim put a lid on it far bazını anlatmıştım; şuradan okuyabilirsiniz.

Renklerini inceleyecek olursak, 12 adet rengin 4 tanesi mat; kalan 8 tanesi ise ışıltılı. Renklerin hepsi “tam” bir göz makyajında kullanılabilecek, birbirleriyle uyumlu, geçişlere izin veren renkler. Eğer gölgesiz, tek renkli göz makyajını tercih ediyorsanız bunun için de gayet öneririm. Ben iki türlüsünü de bu paletle yapmaktan çok keyif alıyorum. Renkler günlük kullanıma uygun renkler ama farklı kombinlerle gece makyajına da çok elverişli. Tek bir paletle her şey mümkün gibi yani :) Paletin renkleri ile alakalı eleştirim ten rengi farı (fearless) başarısız bulmamla ilgili olacak. Kişisel olarak far bazımı sürdükten sonra ten rengi bir farla (Wet’n Wild creme brulee favorimdir) göz kapağımdaki eşitsizlikleri gideriyor ve damarlı görünümü azaltıyorum. Göz makyajım için uygun, düz bir zemin oluşturuyorum. Tabiki bu adımı atlayarak da göz makyajını tamamlayabiliriz. Ama bu renk bir far yapısal olarak daha etkili olsaydı çok çok kullanışlı olurdu diye düşünüyorum. Pigmentasyonu az, istediğim aydınlık görüntüyü vermiyor ve renk konusunda Wet’n Wild’ın creme bruleesi bana uygun kalıyor.

Hadi şimdi renklere bakalım,



The Balm Nude Tude tüm renkler

®Fearless: Paletin göz kapağı eşitsizliklerini dengeleyecek rengi. Mat yapıda, açık ten rengi. Pigmentasyonu zayıf; benim için paletteki işlevsiz bir renk. Belki teni daha koyu olanlar daha memnun kalabilir.

®Flawless: Mat yapıda bir kahverengi. Sütlü kahve demek daha doğru. Makyajda geçişleri doğallaştırmak için ideal diye düşünüyorum. Çok hafif göz kapağının katlanan yerine gölge verilmesine uygun.

®Firm: Işıltılı bir sütlü kahve. İçerisinde hafif şeftalilikler barındırıyor. Göz makyajımda eskiden hep mat ürünler tercih ederken son zamanlarda ışıltılı farları daha yoğun kullanıyorum. Bu rengi de genelde göz pınarlarımdan açık renk olarak başladığım makyajı bitişe doğru gölgelendirmek ve anlamlandırmak için kullanıyorum.

®Flirty: Bu renk tam bir yanar döner :) Pembe ile mor arasında kalmış ışıltılı bir lila. Çok severek kullanmıyorum açıkçası çünkü göz makyajında pembe-mor arasında kalmış renkler dayak yemişim gibi bir görüntüye sebep oluyor. Ben yakıştıramıyorum bir türlü. Ama renk kendi başına bir harika...

®Friendly: Koyu kahverengi mat yapılı; çok az koyu mora çalıyor.

®Fierce: Işıltılı, siyah. İçerisinde hafif bir yeşillik var. Siyah dumanlı makyaja ve ıslak kullanımda eyeliner olarak kullanılmaya uygun. Ama hiçbir farın o sevdiğimiz simsiyah ve keskin eyeliner görüntüsü sağlayacağını düşünmüyorum. Özellikle smoky dediğimiz dumanlı/gölgeli makyajlarda eyeliner tadında bir tamamlayıcı olarak kullanılabilirler bence.




The Balm Nude Dude palet alttaki altılı

®Fabulous: Işıltılı yapıda, açık sarı. Göz pınarlarını aydınlatmak için ideal. Göz pınarlarından göz kapağının ilk kısmına doğru makyaja aydınlık vermek için kullanılabilir.

®Faithful: En çok kullandığım 2 renkten biri. Şeftalilik barındıran aydınlık veren bir altın rengi ama bağır bağır bir renk değil :) Göz kapağımı ikiye ayıracak olursam, göz pınarından itibaren göz kapağının çeyreğine ya da yarısına kadar bu rengi sürüp, arkasından hafif bir geçişle kahverengi bir farla gölgelemeye bayılıyorum. Özellikle bu paletteki firm ile birlikte kullanıyorum.

®Fit: En çok kullandığım renk. Rengi Rosegold şeftali olarak tanımlayabiliriz. Yine göz kapağımı ikiye ayıracak olursam, göz pınarından itibaren göz kapağının çeyreğine ya da yarısına kadar bu rengi sürüp, arkasından hafif bir geçişle kahverengi bir farla gölgelemeye bayılıyorum. Özellikle bu paletteki firm ile birlikte kullanıyorum. Renk Too Faced Chocolate paletteki “Marzipan” ile azıcık benzerlik gösteriyor. Zaten o paletteki favorim de marzipan :)

®Feisty: Mat bir gül kurusu. Bu renk Mac’in Mehr rujuyla birlikte güzel bir kombin yapılabilir.

®Funny: Işıltılı bir kızıl kahve. Bu tonları kendime yakıştırmadığımdan elim gitmiyor ama renk çok güzel.

®Fine: Işıltılı sert bir kahve. Yine eyeliner tadında ama daha yumuşak çizgiler elde edilmek isteniyorsa uygun olacaktır.

The Balm Nude Dude palet üstteki altılı


NOT: Fotoğraflarda The Balm put a lid on it far bazı kullanılmıştır.



Sonuç olarak hem uygun fiyatlı hem kaliteli, her türlü kullanıma uygun bir far paleti; yenir.


Ürünlerle ya da herhangi bir şey ile ilgili bir sorunuz olursa yorum bırakabilirsiniz.


Blogumu ziyaret eden, yazılarımı okuyan, yorum bırakan herkese sonsuz teşekkürler…




Devamını Oku »

22 Kasım 2015 Pazar

GOSH Much More Moist Şampuan


Merhabalar, 

Sizlere hayal kırıklığı bir üründen bahsetmek istiyorum. Hani bir sürü lansmanı yapıldı Danimarka’nın güzellik sırrı Gosh’un saç bakım ürünleri Türkiye’ye geliyor diye, hatırladınız mı ? 

Gosh Much More Moist Şampuan


Açıkçası şampuanını Türkiye’de raflarda göremedim ama Danimarka’ya gittiğimde büyük bir hevesle almıştım. Saçlarım uzun ve özellikle uçları kuru olduğu için genelde bakım yapan, nem veren ürünleri tercih ediyorum. Gosh’un turuncu renkli kuru saçlar için olan “much more moist” şampuanını da nem endişesiyle aldım. Kendisini hiç sevemesem de objektif yorumlayabilmek adına yeterli bir süre kullandım. Öncelikle normalde zaten temiz içerikli ürünler tercih ettiğimi belirtmeliyim şampuan konusunda. Bu temiz içerikli yani sls, paraben, silikon içermeyen gruptaki şampuanların ortak özelliği alışık olduğumuz yumuşaklığı sağlamamaları ve alışkın olduğumuz şampuanlardan daha az köpürmeleri. Benim gözlemim bu şekilde. Gosh temiz içerikli bir ürün olmamasına rağmen, yumuşaklık konusunda çok kötü bir ürün. Hiç işlem uygulanmamış, sadece uzunluğundan ötürü uçları kuru olan saçlarımı keçe gibi yaptı, varın siz düşünün işlem görmüş bir saça neler yapar. 

Gosh Much More Moist Şampuan - İçerik

Keçe olmuş saçımı açmak için epeyce uğraştıktan ve kuruttuktan sonraki etkilerine gelecek olursak, saçlarımı kullandığım diğer organik şampuanlara göre daha dolgun ama kullanmayı sevdiğim turuncu elidor şampuanıma göre daha az dolgun gösterdi. Saçlarımda az biraz nem hissettim mi sorusuna gerçekten şüpheyle yaklaşıyorum çünkü saçımı açabilmek için çok fazla yağ vs. kullanmak zorunda kalıyorum. Etkisini görmek için herhangi bir ürün kullanmadan kuruttuğum zaman ise saçlarımın tararken yıpranmasına neden oluyor ve bunun dışında saçları ağırlaştırdığını düşünüyorum ki en katlanamadığım şeylerden bir tanesi. 

Bir daha kendisini nerede görsem kaçarım.

Ama rengi çok güzel evet, yanarlı dönerli bir buz mavisi :)

Siyah bir plaka üzerinde şampuanın rengi

Ürünle ya da herhangi bir şey ile ilgili bir sorunuz olursa yorum bırakabilirsiniz. 


Blogumu ziyaret eden, yazılarımı okuyan, yorum bırakan herkese sonsuz teşekkürler…




Devamını Oku »